Arşiv

Posts Tagged ‘Taraf’

Beşiktaş’ta dev takas

Ağustos 3, 2010 Yorum bırakın

Quresma ve Guti transferlerini bitirerek tüm dikkatleri üzerine çeken Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı, şimdi de Bursasporlu Sercan’ın işini bitirmek için harekete geçti. Siyah-beyazlı yönetici, bu futbolcu konusunda yeşil-siyahlı ekibe Holosko’yu önerdiklerini söyledi.

Transfer çalışmalarını mali disiplin içerisinde sürdürmekten yana olan siyah-beyazlı idarecinin, Holosko’yu çok isteyen Bursaspor Yönetimi’nden buna karşılık Sercan’ı istediğini ve kesinlikle artı para veremeyeceklerini dile getirdi. Sundukları teklife hâlâ cevap almadıklarını belirten Adalı, “Biz teklifimizi yaptık, şu an beklemedeyiz. Eğer Bursaspor Yönetimi bu teklifimizi beğenmezse tekrar masaya oturarak farklı bir yol bulabiliriz. Fink’i çok istediklerini de biliyorum. Hem Holosko, hem de Fink için Bursaspor ile masaya otururuz. Yapılacak karşılıklı özverilerle her iki taraf da istediklerine kavuşabilir” diye konuştu.

‘Ferrari kalabilir’

Gidecek-kalacak yabancılar konusunda devam eden belirsizliğin önümüzdeki günlerde son bulacağını dile getiren Adalı, “Schuster ile yaptığımız son görüşmede benden yarına kadar süre istedi. Belki yarın, belki de Viktoria Plzen maçından sonra gönderilecek isimleri söyleyecek. Ferrari ile ilgili net bir şey söylemedi. Çok sürprizler olabilir. Holosko ve Fink’in yanı sıra Zapotocny’i ve Delgado’yu ısrarla isteyenler var. Şu anki tabloda Ferrari’nin takımda kalma olasılığı çok yüksek gibi gözüküyor. Henüz ona resmi bir teklif gelmedi. Basında İtalyan ve Yunan kulüpleri ile ilgili haberler çıkıyor ama bizimle temasa geçmediler” ifadelerini kullandı.

Serdar Sarıdağ/Milliyet

Ders saatlerine yeni düzenleme

Temmuz 27, 2010 Yorum bırakın

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), ilköğretim ve ortaöğretim haftalık ders saatlerinde yaptığı yeni düzenlemeyle, ilköğretim 1., 2. ve 3. sınıflarda haftalık zorunlu ders saati sayısı toplamı 25; 4. ve 5. sınıflarda ise 26 ders saatine indirildi.

Genel ve Anadolu liselerinde halen uygulanmakta olan “Fen Bilimleri”, “Sosyal Bilimler”, “Türkçe-Matematik” ve “Yabancı Dil” alanları kaldırıldı.

MEB, gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar, akademik çevreler ve alandan gelen geri bildirimler ile 15-16 Mart 2010 tarihinde konuyla ilgili yapılan çalıştay sonucunda, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki öğrencilerin zorunlu ders yükünü hafifletmek, öğrencilere okulu daha çok sevdirmek, istek ve yetenekleri doğrultusunda etkinlikler yapmalarına ve ders seçmelerine imkan vermek amacıyla “İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgeleri”ni yeniden düzenledi.

İlköğretim Genel Müdürlüğü ile Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın koordineli çalışmaları sonucunda hazırlanan “İlköğretim Okulu Haftalık Ders Çizelgesi” gelecek eğitim-öğretim yılı olan 2010-2011 öğretim yılından itibaren uygulanacak.

Yeni hazırlanan “İlköğretim Okulu Haftalık Ders Çizelgesi”ne göre, ilköğretim okullarının, haftalık zorunlu ders saati sayısı toplamı 1., 2. ve 3. sınıflarda 25’e, ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda ise 26 ders saatine indirildi.

Buna ilave olarak ilköğretim 1., 2. ve 3. sınıflarda 5, ilköğretim 4. ve 5. sınıflarında 4 ders saati “Serbest Etkinlikler” yapılacak.

İlköğretim 6., 7. ve 8. sınıflarda ise seçmeli ders saati sayısı ile birlikte haftalık ders saati sayısı toplamı 30 olacak.

Düzenlemeyle haftalık ders saati sayısı ilköğretim 1-3. sınıf Türkçe derslerinde 12’den 11’e, 1-3. sınıf Hayat Bilgisi derslerinde 5’ten 4’e, 4-5.

sınıf Fen ve Teknoloji derslerinde 4’den 3’e, 8. sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde 3’den 2’ye indirildi.

İlköğretim 6-8. sınıf Beden Eğitimi dersleri ise 1’den 2’ye çıkarıldı.

Bakanlık, İlköğretim 1-5. sınıflarda sınıf öğretmenleri tarafından rehberliğin gerekli olduğu her zaman ve sosyal etkinliklerin ise “Serbest Etkinliklerle” birlikte yapılması amacıyla “Rehberlik ve Sosyal Etkinlikler” dersi için ayrılan haftalık 1 ders saatini kaldırdı.

Öğretim programı hazırlanmakta olan “Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi” dersi 2010-2011 öğretim yılında ilköğretim 8. sınıfta “seçmeli”, 2011-2012 öğretim yılından itibaren de aynı sınıfta “zorunlu” ders olarak okutulacak.

İlköğretim 4-5. sınıflarda okutulmakta olan “Trafik Güvenliği” derslerinin öğretim programları birleştirilerek 2012–2013 öğretim yılından itibaren sadece 5. sınıfta haftada 1 ders saatinde uygulanacak ve 4. sınıfta bu dersten boşalan 1 ders saatinde de “Serbest Etkinlikler” yapılacak.

“DERS SAATİNİN FAZLA OLMASIYLA BAŞARI ARASINDAKİ İLİŞKİ DÜŞÜK”

Konuya ilişkin açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, mutlu çocukların daha iyi öğrendiğinin bilimsel bir gerçek olduğunu belirterek, “Ben de okulları çocukların daha mutlu olduğu mekanlara dönüştürmeye çalışıyorum. Yeni ders çizelgesiyle çocukların yaşlarına göre bir düzenleme yaptık. Çocuklarımız yetenekleri ve becerileri doğrultusunda etkinliklere katılabilecek, oyun oynayabilecek, notsuz aktivitelere katılabileceklerdir” dedi.

Bunun çocukların hem yeteneklerini geliştirmelerine fırsat vereceğini hem de okullarına daha çok bağlanmalarını ve okullarını daha çok sevmelerini sağlayacağını vurgulayan Çubukçu, “Okul bir eğitim kurumu olmasının dışında aynı zamanda bir sosyal hayat alanıdır. Konuyla ilgili yapılan birçok araştırma da ders saatinin fazla olmasıyla başarı arasındaki ilişkinin düşüklüğünü ortaya koymaktadır. Bu gerçekten, öğrencilerin yaş gruplarından hareketle haftalık ders saati sayıları yeni eğitim-öğretim yılında uygulanacak şekilde yeniden düzenlendi” diye konuştu.

ALANLAR KALKIYOR

Ortaöğretim okulu bulunan genel müdürlükler ve daire başkanlığı ile Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın koordineli çalışmaları sonucunda hazırlanan “Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgeleri” ise 2010-2011 öğretim yılından itibaren 9. ve 10. sınıftan başlamak üzere kademeli olarak uygulanacak.

Yeni hazırlanan “Ortaöğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgeleri” ile genel liseler, Anadolu liseleri ve fen liselerinde ayrı ayrı düzenlemeler yapıldı.

Buna göre, genel liselerde ve Anadolu liselerinde halen uygulanmakta olan “Fen Bilimleri”, “Sosyal Bilimler”, “Türkçe- Matematik” ve “Yabancı Dil” alanları kaldırıldı.

Ders grupları, “ortak dersler” ve “seçmeli dersler” olarak belirlendi.

Ortak dersler dışındaki diğer dersler, öğrencilerin yükseköğretim kurumlarında hedefleyebilecekleri programlar ile ÖSYM’nin belirlediği sınav sistemi dikkate alınarak, alternatifli ders saati sayısı ile alınabilecek şekilde “seçmeli dersler” bölümüne yerleştirildi.

Öte yandan, genel liselerde Beden Eğitimi Dersi 9-12. sınıflarda 2’şer saat, Görsel Sanatlar/Müzik Dersleri 1’er saat olacak şekilde düzenlendi.

10. sınıfta 3 saat olan Yabancı Dil Dersi’nin süresi 1 saat eksiltildi, ancak 11. ve 12. sınıflara 2’şer saat Yabancı Dil Dersi konuldu. Sağlık Bilgisi Dersi’nin haftalık ders saati sayısı ise 2’den 1’e indirildi.

Seçmeli ders saati sayısı ile birlikte 30 olan haftalık ders saati sayısı toplamında bir değişiklik yapılmadı.

FEN LİSELERİNİN DERS SAATİ SAYISI ARTTI

Anadolu liselerinde de yapılan yeni düzenlemelerle, haftalık ders saati sayısı toplamı, hazırlık sınıfı olan Anadolu liselerinde 37’den 35’e, hazırlık sınıfı olmayan liselerde ise 40’dan 35’e indirildi.

Anadolu liselerinde 9. sınıfta 10 saat olan Yabancı Dil Dersi’nin saati 6 saate indirildi. Daha önce 10. sınıftan itibaren okutulmaya başlanan 2. Yabancı Dil Dersi’nin 9. sınıftan başlaması için bu sınıfa da 2 saat 2. Yabancı Dil Dersi kondu.

Fen liselerinde alan dersleri, “ortak dersler” bölümüne alındı. Bu liselerin yönetmeliği gereğince Fen derslerinin ağırlığının, toplam ders ağırlığının en az yüzde 50’si olması gerektiği için 12. sınıfta Fizik, Kimya ve Biyoloji derslerinin haftalık ders saati sayısı da 4’ten 5’e çıkarıldı.

Fen liselerinde 9. sınıfta yabancı dil dersinin haftalık ders saati sayısı 8’den 7’ye indirildi. Bu liselerin 9-12. sınıflarına ilk defa haftada 2’şer saat olmak üzere 2. Yabancı Dil Dersi konuldu.

Fen liselerinin haftalık ders saati sayısı toplamı 36’dan 37’ye çıkarıldı.

Sosyal Bilimler Liseleri’nin 10. sınıfında Matematik Dersi’nin haftalık ders saati sayısı 4’den 3’e, 11-12. sınıflarındaki Matematik Dersi’nin haftalık ders saati sayısı 5’den 3’e indirildi. Bu liselerin 9-12. sınıflarına haftada 2’şer saat olmak üzere ayrı Geometri Dersi konuldu.

Sosyal Bilimler Liseleri’nin hazırlık sınıfında 34, 9-12. sınıflarında 40 olan haftalık ders saati sayısında ise değişiklik yapılmadı.

Çapkın atın cezası

Temmuz 23, 2010 Yorum bırakın

İzmir’in Balçova İlçesi’nde, İnciraltı Atlı Spor Tesisleri’nin çitlerini yıkarak aralarında yarışlarda koşan şampiyon İngiliz atı Dinyeper’in yavrusu Happy Girl’ün de bulunduğu beş kısrak ve bir eşekle çiftleşen başıboş aygır, sahibi çıkmayınca tesis sahibi Mustafa Akın tarafından pulluğa koşulmakla cezalandırıldı.

İlginç olay, İnciraltı semtinde, geçen nisan ayında İnciraltı Atlı Spor Tesisleri’nde meydana geldi. Tarımın da yapıldığı bölgede, bağlı olduğu yerden ipini koparan binek atı bir aygır, Atlı Spor Tesisleri’ne gelip, çiti yıkarak, kısrakların bulunduğu bölüme girdi. Azgın aygır, aralarında Türkiye’deki yarışlarda koşan şampiyon İngiliz atı Dinyeper’in yavrusu olan Happy Girl’in de bulunduğu, diğer dördü binekte kullanılan beş kısrakla çiftleşti. Sabah saatlerinde gelen tesisin sahibi 33 yaşındaki Mustafa Akın, gördüğü manzara karşısında şoke oldu. Mustafa Akın, duruma polise bildirdi ama başıboş atın sahibi çıkmadı.

Tesisin sahibi Mustafa Akın ‘Dünyamı karartı’ dediği aygırı komşu tarla sahibi Çoşkun Azıl’a bir yıllığına ücretsiz vererek, pulluğa koşulup tarlayı sürmekle cezalandırdı. Kısrakları gebe bırakan aygır hergün kızgın güneşin altında tarlada çift sürerek cezasını çekmeye başladı.

Mustafa Akın ‘Tecavüzcü Coşkun’ adını taktığı çapkın aygırın çifleştiği beş kısrak ve bir eşekten sadece Duman, Çilek ve Şiva isimli cins üç kısrağın gebe kaldığını belirterek, “Tecavüze uğrayan kısraklarımın bir süre sonra yavruları olacak. Aygırın verdiği zarar cezasız kalmamalıydı. Ben de ona ceza olarak bir yıl komşu tarlada çifte koşulma cazası verdim. Çapkın aygırın sahibinin bölgedeki bir başka at çiftliğinden olduğunu biliyorum ama kayıtlı olmadığı için birşey yapamadım. Olaydan sonra depresyona giren eşeği ise başka çiftliğe gönderdim ” dedi.

Mustafa Akın tek tesellisinin büyük umut bağladığı Dinyeper’in yavrusu, 300 bin lira değerindeki Happy Girl’in gebe kalmaması olduğunu söyledi.

Milliyet

Kampa yetişebilir

Temmuz 16, 2010 Yorum bırakın

Başarılı orta saha oyuncusunu ikna eden yönetim, Hamburg’a bonservis için 4 milyon Euro önerdi. Alman ekibinin normalde bu bedeli düşük bulduğu ancak Trochowski’nin sözleşmesi sezon sonunda biteceği için pazarlık konusunda dirençli olmadığı belirtildi. Adnan Sezgin’in bu transferi en kısa süre içerisinde sonlandırıp, Trochowski’yi halen devam eden Hollanda kampındaki çalışmalara dahil etmesi
bekleniyor.

Taraftar onayladı!

26 yaşındaki oyuncu, Dünya Kupası’nda Almanya formasıyla 4 maça çıkmış ve toplam 109 dakika görev almıştı. Cim Bom’un Trochowski için girişimlerde bulunması, taraftarın büyük bölümü tarafından olumlu karşılandı. Alman oyuncunun şutlarını, tekniğini ve mücadeleci yönünü öven Sarı-Kırmızılılar, “Almanya Milli Takımı’nda herkes oynayamaz” görüşünde birleşti. Az sayıda taraftar ise gönderilen Keita’nın Trochowski’den çok daha iyi olduğu yönünde görüş belirtti.

Fanatik

Müdüre taciz suçlaması

Temmuz 13, 2010 Yorum bırakın

Eskişehir’in Sivrihisar İlçesi’ndeki Öğretmenevi’nin müdür vekili İ.Y.’nin, ailesiyle birlikte burada kalan 6 yaşındaki İ.A. adlı kıza cinsel tacizde bulunduğu öne sürüldü. Suçlamaları kabul etmeyen İ.Y., çıkarıldığı mahkemece tutusuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Olay, iddaya göre Sivrihisar İlçesi’nde 9 Temmuz 2010 tarihinde meydana geldi. Aydın’da görevli öğretmen olan anne ve babasıyla birlikte ilçeye gelen İ.A., kaldıkları Öğretmenevi’nin müdür vekili İ.Y. tarafından “Gel sana şeker vereceğim” denilerek yakındaki bir eve götürüldü. Kızlarının ortadan kaybolduğunun farkına varan ailesi İ.A.’yı aramaya başladı. İ.A. yaklaşık 2 saat sonra Öğretmenevi’ne döndü. İ.A.’nın korkmuş bir halde olduğunu gören aile, kızlarına nereye gittiğini sordu. İ.A. ailesine Öğretmenevi Müdür Vekili’nin kendisini “Şeker vereceğim” diyerek başka bir yere götürdüğünü ve burada vücudunun çeşitli yerlerine elleriyle dokunduğunu öne sürdü.

Aile, polis merkezine giderek, bir lisede Türkçe öğretmeni olarak görev yaptığı belirtilen, Öğretmenevi Müdür Vekili İ.Y.’den şikayetçi oldu. Gözaltına alınan İ.Y. suçlamaları kabul etmedi. İ.Y., ‘cinsel taciz’ suçundan çıkarıldığı mahkemece, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İ.Y. hakkında Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de idari soruşturma başlattığı bildirildi.

Milliyet

Erkek vekiller isyan etti

Temmuz 12, 2010 Yorum bırakın

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun erkek üyeleri, komisyon çalışmalarında kadın üyelerden baskı gördüklerini ifade ederek isyan bayrağı açtı. Geçen cuma yapılan toplantıda konuşması engellenen Ak Parti Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın, “Konuşturmuyorsunuz. Terapi yapıyorsunuz” diye tepki gösterdi. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de “Dua et çantayla vurmadılar. Birkaç sözle sıyırdın” diye takıldı. Ersin, Milliyet’e, “komisyonun erkek vekillerini örgütleyeceğim, ‘birlikte hareket edelim ezdirmeyelim kendimizi’ diyeceğim” diye konuştu.

Geçen cumu günü yapılan toplantıda Ak Partili Aydın görüşlerini açıklamak isterken, Ak Parti Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz tarafından sözü kesildi. Sinirlenen Aydın, “Burası terapi odasına dönüştü. Bir şey söylemek istiyoruz hemen sözümüzü kesiyorsunuz” dedi. Diğer kadın vekiller İnceöz’e “Başkan gerektiğinde uyarıyor” diyerek destek çıktı. Aydın da “Bu yaklaşımınız karşısında görüş beyan etmeyeceğim” diyerek tepki gösterdi.

‘Susturuluyoruz’
Ak Parti’li Aydın’a arka çıkan CHP’li Ersin ise “Başkan sürekli bizi uyarıyor. Ne zaman konuşsak susturuluyoruz” diye konuştu. Bu arada MHP Manisa Milletvekili Ahmet Orhan ile Ak Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat da “potansiyel şiddet söz konusu” diyerek ikiliye destek çıktı. Komisyonun “erkekler” ve “kadınlar” diye ikiye bölündüğünü gören Akşit “Hanım arkadaşımız temel konuya dikkat çekti” diyerek orta yolu bulmaya çalıştı. Ersin salondan ayrılırken, Aydın toplantının sonuna kadar hiç konuşmadı. Akşit’in “söz almak isteyen var mı?” diye sormasının ardından söz alan Aydın, rapora ilişkin görüşlerini anlattı ve birçok önerisini komisyona kabul ettirdi.
Ersin, “Komisyonun kadınları feminist. Erkek üyelere karşı şiddet uyguluyorlar. Lüzumsüz yaratık olarak görüyorlar” dedi.

Cenazeleri memleketlerine gönderildi

Temmuz 10, 2010 Yorum bırakın

Edirne’nin Keşan İlçesi’ne bağlı Küçükdoğanca Köyü’nde Kale Madencilik Şirketi’ne ait kömür ocağında raylar döşenmesi sırasında çıkan yangın ve ardından meydana gelen göçükte mahsur kalan 3 işçinin cenazeleri memleketlerine gönderildi.
Kaza sonrası otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirilen işçilerin cenazeleri, tamamlanan işlemlerinin ardından yakınları tarafından alındı. Maden kazasında hayatını kaybeden işçilerden Volkan Hamarat (30) Zonguldak Gökçebey’e, Yunus Akbaş (35) Karabük Yenice’ye ve Halil Açıkgöz (48) de Kütahya merkeze gönderildi.

AB referandum rengini açıkladı

Temmuz 9, 2010 Yorum bırakın

Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan Avrupa Birliği Komisyonu, referandumda “Evet” oyu kullanılması çağrısında bulundu. AB Komisyonu sözcüsü, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararını ayrıntılı olarak analiz edeceklerini söyledi.

Avrupa Birliği (AB), dün Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişiklik paketi için aldığı kararı değerlendirirken tavrını da belli etti. Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan ve AB’nin en güçlü kurumlarından biri olarak nitelendirilen AB Komisyonu tarafından yapılan açıklamada referandumda “evet” oyu kullanılması çağrısı yapıldı. Avrupa Komisyonu, Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararına rağmen Türkiye’nin AB katılım müzakereleri açısından anayasa değişikliği paketine desteğini bildirdi. AB Komisyonu sözcülerinden Ferran Tarradellas Espuny, Anayasa Mahkemesinin dünkü kararını not aldıklarını ve özellikle gerekçeli kararın yayımlanmasının ardından konuyu daha ayrıntılı analiz edeceklerini bildirdi. Kararla ilgili ilk değerlendirmelerinde, anayasa değişikliği paketinde “Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ya üye seçim yöntemi gibi sınırlı unsurların iptal edildiği” sonucuna vardıklarını kaydeden Tarradellas Espuny, “Anayasa değişikliği paketinin olumlu adım olduğu inancımızı, Anayasa Mahkemesinin kararının ardından da korumaya devam ediyoruz” dedi. Ferran Tarradellas Espuny, 12 Eylüldeki referanduma sunulacak anayasa değişikliği paketinin AB’nin yıllardır ilerleme raporlarında ve katılım ortaklığı belgesinde vurguladığı Türkiye’nin noksanlarına çözüm ürettiğini söyledi.

AA’dan çeviri “hatası”

Avrupa Komisyonu’ndan yapılan açıklamayı devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı’nın aktarışı komediye döndü. AA, Türkiye’deki tüm medya organlarına servis ettiği ilk haberinde “Avrupa Komisyonu, Anayasa değişikliğinin kabul edilmesini istedi” ifadesini kullandı. Ancak 1.5 saat sonra geçilen düzeltme metninde “istedi” kelimesi atılarak “Avrupa Komisyonu, anayasa değişikliğine destek verdi” cümlesi yayınlandı. Aynı şekilde ilk haberin son paragrafında geçen “AB’nin yıllardır ilerleme raporlarında ve katılım ortaklığı belgesinde vurguladığı noksanlarını tamamlayabilmesi için anayasa değişikliği paketinin 12 Eylüldeki referandumda kabul edilmesi çağrısını yaptı” ifadesi “AB’nin yıllardır ilerleme raporlarında ve katılım ortaklığı belgesinde vurguladığı Türkiye’nin noksanlarına çözüm ürettiğini söyledi” şeklinde düzeltildi.

“Salt çoğunluk” tartışması

ANAYASA Mahkemesi, HSYK’ya üye seçilirken ve Anayasa Mahkemesi üyeliği için Cumhurbaşkanı’na aday gösterilirken yargı organlarının yapacağı seçimde her yargı mensubunun sadece bir adaya oy verebileceğine yönelik hükmü iptal etmesi yeni bir tartışma başlattı. İptalle ortaya çıkan metinde seçimde oy kullananların salt çoğunluğunun oyunu alma şartı yer almadığı için iptalin etkisiz kalabileceği iddia edildi. Mevcut Anayasa’ya göre, Yargıtay’dan HSYK’ya Cumhurbaşkanı tarafından atanacak üye için 3 adayın seçimi yapılırken her bir Yargıtay üyesi, adayların tamamı için oy kullanabiliyor. Oy kullananların “salt çoğunluğundan” fazla olmak kaydıyla, en yüksek oyu alan 3 adayın ismi, Köşk’e gönderiliyor. Cumhurbaşkanı da 3 kişiden birini seçerek, atamasını yapıyor. Mahkemenin iptal ettiği sistemde ise her bir Yargıtay üyesi, 5 adaylı bir seçimde sadece bir aday için oy kullanabilecekti. ‘Salt çoğunluk’ şartının kaldırılması nedeniyle de 100 Yargıtay üyesinin oyunu almış adayla, 3 Yargıtay üyesinin oyunu almış adayın ismi, Cumhurbaşkanlığı’na birlikte sunulabilecek, Cumhurbaşkanı, rektör seçimlerinde olduğu gibi 3 oy almış adayı tercih edebilecekti. İptalle, bu durumun engellenmeye çalışıldı. Ancak bazı hukukçular, paketin yürürlüğe girmesi halinde, mevcut anayasadaki “salt çoğunluk” ifadesinin yürürlükten kalkmış olacağını, bu durumda, rektör seçimi yönteminin uygulanması ihtimalinin yeniden gündeme gelebileceğini savundu.

Akbak yine “Türkiye’nin en iyi bankası”

Temmuz 8, 2010 Yorum bırakın

Dünyanın saygın finans dergilerinden Global Finance’in 22 ülkede düzenlediği “Orta ve Doğu Avrupa’da Gelişmekte olan Piyasaların En İyi Bankaları 2010” anketinden “Türkiye’nin En İyi Bankası” olarak yine Akbank çıktı.

Akbank, dünyanın önde gelen finans dergilerinden Global Finance’in değerlendirmesinde 6’ncı kez üst üste “Türkiye’nin En İyi Bankası” seçildi. Merkezi New York’ta bulunan Global Finance Dergisi’nin 22 ülkede düzenlediği “Orta ve Doğu Avrupa’da Gelişmekte olan Piyasaların En İyi Bankaları 2010” anketinden de “Türkiye’nin En İyi Bankası” olarak Akbank çıktı.

Derginin değerlendirmesinde bankalar, varlıklarındaki büyüme, kârlılık, stratejik ilişkiler, müşteri hizmetleri, rekabetçi fiyatlama ve yenilikçi ürünler gibi kriterlerdeki başarılarına gore değerlendiriliyor.

Global Finance editörleri tarafından, sektör analistleri, danışmanlar ve kurumsal yöneticilerin katkılarıyla yapılan değerlendirme sonucunda, Akbank, belirtilen kriterlerdeki başarılı performansı nedeniyle, bu yıl 17’ncisi gerçekleştirilen değerlendirmede, “Türkiye’nin En İyi Bankası” seçildi.

Ödüle ilişkin bir açıklama yapan Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, Akbank’ın müşteri odaklılığı, yaygın şube ağı, modern risk yönetimi ve taviz vermeden sürdürdüğü en üst düzey bankacılık hizmetleriyle bu ödüle layık görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:

“Dünyanın en prestijli finans dergilerinden Global Finance tarafından verilen “Türkiye’nin En İyi Bankası Ödülü” dünya ekonomisinin çalkantıda olduğu bu zorlu dönemde izlediğimiz net ve tutarlı stratejinin başarısının teyidi oldu. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik hizmetleri sunmak için yatırım yapmaya, aktif kalitemizden, finansal performansımızdan ve etkili risk yönetiminden ödün vermeden Türk ekonomisine sürekli destek sağlamaya devam ediyoruz. Aldığımız prestijli ödüller bizi gerçekten gururlandırıyor; uzun vadeli stratejimizin ve Türkiye için sürdürülebilir değer yaratımına verdiğimiz önemin doğruluğunu teyit ediyor. Başarımızda büyük pay sahibi olan yetkin ve işinde uzman çalışanlarımıza, müşterilerimize, hissedarlarımıza ve diğer paydaşlarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum.”

Akbank, derginin Orta ve Doğu Avrupa’da Gelişmekte olan Piyasaların En İyi Bankaları araştırmasında 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında da Türkiye’nin En İyi Bankası seçilmişti. Dünyada 158 ülkede yayınlanan Global Finance Dergisi, 2009 yılında Akbank’ı Türkiye’nin “En İyi Dış Ticaret Finansmanı Bankası” ve “En iyi Döviz İşlemleri Bankası” ödüllerine de layık görmüştü.

Akbank, 2010 yılında kazandığı “Türkiye’nin En İyi Bankası” ödülünü Ekim ayında Washington’da düzenlenecek törenle alacak.

Şalvarlıbakıcı Porsche’yi kaptı

Temmuz 7, 2010 Yorum bırakın

Doktor Türker Varol’un yanına bakıcı olarak giren Sultan Yıldız, kısa sürede doktorun güvenini kazandı. Doktorun 13 milyon liralık hesabına ortak oldu. Daha sonra tüm hesapları üzerine alıp kayıplara karıştı.

Doktor Türker Varol, 1991 yılında, hasta olan annesine bakması için Sultan Yıldız’ı bakıcı olarak aldı. 8 ay sonra annesi ölen Varol, Sultan Yıldız’ın, kendisinden, sokakta kalacağını ve işten çıkarmamasını istemesi üzerine evinde hizmetli olarak çalışmasına izin verdi. Bir süre sonra kalp rahatsızlığı geçiren doktor Türker Varol emekli oldu. Rahatsızlığı yüzünden bankalar ve diğer işlerini takip edemeyen doktor Varol, Sultan Yıldız’a tüm işlerini halletmesi için vekâlet verdi. Varol ile birlikte birkaç kez bankaya giden Sultan Yıldız, Varol’un güvenini sağladı. Kiracılarıyla uğraşmak istemeyen ve annesi ile teyzesinden kalan çok sayıda gayrimenkullerini de satarak nakit paraya çeviren Varol, paraları da değişik bankalara yatırdı. İyice rahatsızlanan ve bankalara gidemeyen doktor Türker Varol, hesaplarını verdiği vekalet ile Sultan Yıldız’ın idare etmesini istedi.

Hortumlama başlıyor

2.20100707082245.jpgBir süre hesapları idare eden Sultan Yıldız, Varol’un çeşitli bankalardaki toplam 13 milyon lirasını kendi adına açtırdığı başka bir banka hesabında topladı. Birkaç yıl içinde Dr. Varol’un hesaplarını boşaltan Yıldız, kayıplara karıştı. Bankaya giden Varol, hesaplarının Sultan Yıldız tarafından boşaltıldığını öğrenince soluğu savcılıkta aldı. Sultan Yıldız’a çok güvendiğini belirten doktor Türker Varol, “Sultan Yıldız 4 çocuğu olan ve kocasından ayrılan gariban ve kimsesizdi. Dışarıda kalmaması için onun evimde hizmetli olarak kalmasına izin verdim. Annemde de çok emeği olduğu ve onu mağdur etmemek için Feriköy’de kendisine bir daire aldım. Rahatsızlığım iyice artınca annemden ve teyzemden kalan gayrimenkullerle uğraşamadım. Bu nedenle, Nişantaşı’ndaki 2 dükkan 5 daire ve bir arsa, Riva’da 2 arsa ve Erenköy’deki 8 dairemi de satarak paralarını bankaya yatırdım. Çeşitli bankalarda, annem ve teyzemden bana kalan paralarla birlikte yaklaşık 13 milyon liram toplandı” dedi.

Kendi hesabı yapmış

Yıldız’a vekalet vererek hesabına ortak yaptığını söyleyen söyleyen Türker Varol, “Ortak hesapta 13 milyon liram vardı. Bu paraları da 20’ye yakın bankaya yatırdım. Sultan Yıldız, daha sonra öğrendiğime göre 2002’de müşterek hesabı kendi hesabına çevirmiş, Kastamonu’da kendisine mülkler almış. 13 milyon lirayı bir bankanın Caddebostan Şubesi’nde kendi adına açtırdığı hesabına aktarmış” dedi
Şimdi, emekli maaşı olan bin 250 lira ile geçinmeye çalıştığını söyleyen Varol, “evde bulunan banka cüzdanlarımı da alıp gitmiş. Evimde şalvarlı bir bakıcıyken şimdi sosyetik biri oldu. Her şeyimi de elimden aldı. Hiç bir şeyi olmayan bir bakıcının nasıl olur da birden milyonları olur. Hesaplar incelendiğinde her şey ortaya çıkacak. Şikayetçi olduğumu öğrendikten sonra bir gün çocukları ile birlikte gelip beni evimden alarak Şile’ye götürdü. Oğlu beni Sultan Yıldız’ın kullandığı aracın ön koltuğuna emniyet kemeri ile bağladı. Sultan Yıldız yolda giderken hem aracı kullanıyor, hem de tek eliyle yüzüme yumruk atıyordu. ‘Şimdi arabayı uçuruma yuvarlarım’ diye tehditler de savuruyordu. Beni Şile’de bir eve götürdüler. Burada çeşitli tehditlerden sonra bıraktılar” dedi. Doktor Türker Varol, “Bir süre önce yakın bir aile dostum bana, ‘Sizin hizmetçiyi gördüm, altında Porsche vardı’ dedi. Benim paramla sefa sürüyor. Çocukları ve kendisi de sürekli beni tehdit ediyor. Şikayetinden vazgeç sana iki milyon lira verelim diyorlar” dedi.